Rahim içi yapışıklık nedir

RAHİM İÇİ YAPIŞIKLIKLAR

Rahim İçi Yapışıklık Nedir?

Rahim boşluğunun bir bölümünde veya tamamında meydana gelen ve bu boşluğun kapanması, tıkanması ile sonuçlanan yapışıklıklardır.

Niye Oluşur?

Hasara uğramış rahim duvarlarının iz bırakarak iyileşmesi sonucu oluşur. Sebep genellikle küretajdır. ( Yapışıklıklar çoğu kez gebeliği takiben plasental doku kalıntıları için yapılan küretaj sonrası meydana gelmektedir). Ayrıca doğum, sezaryan, myom çıkarımı, düşük, rahim içi kanamalar veya tüberküloz enfeksiyonuna bağlı olarak da oluşabilir. Bazen menapoz sonrası dönemdeki kadınlarda kendiliğinden de gelişebilir.

Ne Gibi Sonuçlar Doğurur?

Rahim içi yapışıklıklar adet görememe ya da adet kanamasının miktarında azalma gibi adet düzensizlikleri, tekrarlayan gebelik kayıpları, plesantal yerleşim bozuklukları ve son olarak infertilite (kısırlık) gibi durumlara neden olur. Bazı kadınlarda ise herhangi bir bulgu vermeyebilir.

Hasta doktora sıklıkla adet görememe ve gebe kalamama şikayetleri ile başvurur ama çoğu zaman adet kanamasının miktarında bir azalma tek bulgudur. Adet kanamasının miktarı ile yapışıklığın şiddeti arasında direkt bir ilişki yoktur.

Rahim içi yapışıklık giderilirse %50 oranında gebelik ve %75 oranında adet bozukluklukları da giderilir. Yapışıklık ilerleyicidir ve erken girişim gerektirir. İlerlemenin sebebi yapışılıkların rahim kas aktivitesini sınırlaması ve bu etki ile rahime östrojen ( kadınlık hormonu) yayılımını azatlması ve atrofiye (gerileme) neden olmasıdır.

Rahim İçi Yapışıklık - İnfertilite (Kısırlık) İlişkisi Rahim içindeki yapışıklıklar döllenmiş yumurtanın rahme tutunmasını engelleyerek veya düşüklere neden olarak normal gebeliği önleyebilir. Gebelik oluşumunda spermlerin tüplere ulaşması için rahim içi boşluğunun, tüplerin açık olması gerekir; döllenmeden sonra oluşan embriyonun rahim içi bölgesinde kendine hazırlanan `yuva`ya yerleşebilmesi gerekir. Eğer bu yuva sağlıklı olmazsa embriyo ya yerleşemez ya da kısa sürede abortus (düşük) ile kaybedilir.

Yapışıklığa neden olan hasar, rahmin en iç tabakasının (endometriyum) bazı tabakalarının ortadan kalkmasına sebep olmasının yanısıra rahimin kas tabakası (myometriyum)nın zedelenmesi ile problemin daha da büyümesine yol açmaktadır. Hasara uğrayan yüzeye direkt olarak aynı şekildeki bir diğer duvarın teması skar (iz) dokusu oluşumuna neden olmaktadır. Bu doku zamanla değişerek kalın bir tabaka halini alır.

Rahim İçi Yapışıklıklarda Hasta Neden Adet Göremez?
Rahim içi yapışıklıklarda adet görememe sık rastlanan bir durumdur. Oluşan yapışıklıklar çeşitli sinirsel kökenli refleks mekanizmalarıyla rahimi hormonal uyarılara yanıtsız bırakır ve rahim damarlarında tıkanmalara yol açar, bu olay rahim kas tabakasının kan akımını azaltıp tekrarlayan düşüklere, anne karnında bebek ölümlerine ve gelişme geriliklerine yol açabilir. Küretaj vb. rahim hasarını takiben oluşan adet görememe durumu rahim içi yapışıklık düşündürmelidir. Bu hastalarda; ilaveten adet günlerinde kasık ve bel ağrılarıda görülebilir.

Rahim İçi Yapışıklık - Tüberküloz İlişkisi

Pelvik (kalça ile ilgili) tüberküloz rahim içi yapışıklıklığa yol açabilir ve bu durum hiç adet görememe olarak karşımıza çıkar. Bu hastalarda problem tüplerinin dönüşü olmayacak şekilde zarar görmesidir ve infertilitenin yanısıra hastanın yardımcı üreme yöntemlerinden yararlanma şansını da azaltır. Ülkemizde sık rastlanan bir durumdur. Bu hastalarda yaklaşım; histereskopik olarak yapışıklıkların giderilmesi ve uygun olgularda hiç beklenmeden yardımcı üreme yöntemi planlanmasıdır.

Tanısı Nasıl Konur?

Histerosalfingografi (rahim içinin ve tüplerin görüntülenme yöntemi = rahim filmi) rahim içi yapışıklıkların tanısında en sık kullanılan ve en doğru görüntüleme yöntemidir. Yapışıklıklar rahim içi boşluğunda tek veya birden fazla dolma defektlerine neden olur.

Rahim İçi Yapışıklığın Derecesi

Tedaviden önce yapışıklığın şiddetinin belirlenmesi önemlidir. Şiddetine göre rahim içi yapışıklıklar şu şekilde sınıflandırılabilir:

1- Şiddetli: Rahim içi boşluğunun 3/4ünden daha fazlasında yapışıklık vardır. Tüp ağızları ve rahim içi boşluğunun üst kısmı tamamen tıkalıdır.

2- Orta : 1/4-4/4 oranında rahim içi boşluğu etkilenmiştir. Rahim içi boşluğunun üst bölümü ve tüp ağızları kısmen tıkalıdır.

3- Minimal: Rahim içi boşluğunun 1/4ünden daha azı etkilenmiştir. Tüp ağızları ve rahim içi boşluğunun üst bölümü açıktır veya minimal etkilenmiştir.

Hasta değerlendirilirken bu sınıflamaya ilaveten adet görme durumu ve yapışıklık yoğunluğu da göz önünde tutulmalıdır.

Tedavi
Histeroskopi; rahim içi yapışıklıkların tanısında ideal, güvenli ve az tramvatik bir metod olmasının yanı sıra tedavisinde de kesin metodtur. Histereskopi; normal muayene pozisyonunda histereskop denilen ve rahime rahim ağzından geçirilerek ulaştırılan ince bir teleskop kullanılarak rahim içi boşluğun görüntülenmesini ve çeşitli girişimlerin yapılmasını sağlayan endoskopik yöntemdir.

Tedavide izlenecek yol ; cerrahi (histereskop ile yapışıklıkların giderilmesi) ile normal rahim içi anatomisi sağlandıktan sonra RİA (rahim içi araç) ve östrojen tedavisiyle hasar görmüş rahim alanının yeniden oluşturulması, yeni yapışıklık oluşumunun önlenmesi ve sonrasında hastanın takip edilmesi şeklindedir. Bazı hastalar ise müdahaleye gerek duyulmaksızın yalnızca takip edilir.

Cerrahi girişimin özellikle tekrarlayan gebelik kayıpları ve infertil olgularda yapılması gerekir. Orta ve ileri derecelerdeki yapışıklıklarda ve tüp ağızlarının tıkandığı durumlarda kesinlikle uygulanmalıdır. Genital tüberkülozlu hastalarda rahim içi boşluk bozulduğu zaman yardımcı üreme yöntemlerinin uygulanmasından önce cerrahi girişim mutlaka yapılmalıdır.

Cerrahi girişim şöyle uygulanır : çeşitli sıvılar verilerek rahim içi boşluğu genişletilir, makas ile herbir yapışıklık merkezinden ayrılır. yapışıklıkların giderilmesine en alt kenardan başlanmalıdır ve rahim içi yapı normale gelinceye kadar devam edilmelidir.

Cerrahi tedaviyi takiben rahim içi boşluğuna RİA yerleştirilerek 2 ay süreyle çıkarılmaması önerilir, burada amaç iyileşmenin başlangıç safhasında yüzeyleri birbirinden ayrı tutarak tekrar yapışmasını önlemektir. (RİA yerleştirilirse tekrar yapışıklık oluşma riski %10 iken yerleştirilmezse %50nin üzerindedir)

Yine 2 ay süreyle hasta östrojen kullanmalıdır. Bunun amacı rahmi uyarıp yara oluşmuş yüzeylerin yenilenmesini sağlamaktır.